İş zekâsı çalışmalarını somut sonuçlara ve uygulanabilir içgörülere dönüştürmek isteyen şirketler analitikten en iyi şekilde faydalanmak için yerleşik ve uygulamaya dayalı yaklaşımı benimsiyor.
Analitikten geleneksel yolla, yani bir soru sorma ve bağımsız bir analitik uygulamadan yanıt alma yoluyla içgörü edinmenin eksik kaldığı noktalar var. Analitik için yerleşik, uygulamaya dayalı bir yaklaşım, bu eksikleri tamamlayabilir. Diğer bir deyişle analitiği tüm iş uygulamalarına ve süreçlerine yerleştirmek, geleneksel yaklaşımları ve mimarileri tamamlayarak daha bağlamsal ve eyleme dönüştürülebilir içgörüler sağlayabilir.
Genel İş Zekâsı Etkisini İyileştirmek için Yerleşik Analitik
İşletmelerde hedeflenen sonuçlara ulaşmak için iş zekasına yönelik çalışmaların, somut iş sonuçlarına ve uygulanabilir içgörülere dönüştürülmesi gerekiyor. Şirketler bu doğrultuda analitikten en iyi şekilde faydalanmak için yerleşik ve uygulamaya dayalı yaklaşımı benimsiyor.
SAP adına Forrester tarafından gerçekleştirilen “Forrester Opportunity Snapshot: Yerleşik, Uygulamaya Dayalı Analitikle İş Zekasına Yönelik Çalışmaları Optimize Etmek” araştırmasında, katılımcılar ortalamada, mevcut iş zekâsı çalışmalarının yaklaşık yarısının yerleşik ve uygulamaya dayalı analitik olarak yürütüldüğünü ifade ediyor. Diğer taraftan işletmeler, yerleşik analitik yaklaşımının avantajlarından şimdiden yararlanmaya başladı. Araştırmadaki katılımcıların %60’ından fazlası da yerleşik analitik yaklaşımını uyguladıklarından bu yana verilere gerçek zamanlı erişimin arttığını belirtiyor. Buna ek olarak, içgörüler daha ilgili hale geliyor. Bu içgörüleri ortaya çıkarmak, artık geçici (ad hoc) analiz veya veri keşif uzmanlığı gerektirmiyor. Daha da önemlisi araştırmadaki katılımcıların çoğuna göre yerleşik analitik yaklaşımı, analitikten edinilen sinyaller ve alınan aksiyonlar arasındaki bağlantıları daha kolay izlemeyi sağlıyor.
İşletmenizin Kazancını Artırmak için Yerleşik Analitiğin Tam Potansiyeline Ulaşın
İş zekâsı, açık bir şekilde işletmelere değer kazandırıyor ve bu değerin asıl gücünü işletmelerin iş zekasına yaklaşım biçimleri belirliyor. Kullanıcı odaklı ve uygulamaya dayalı (yerleşik) iş zekâsı (BI) ve analitik tek başlarına verileri, iş sonuçlarını yönlendiren sinyallere dönüştürme konusunda işletmeleri yalnızca bir yere kadar götürebiliyor. Diğer taraftan ayrı olarak kurgulanan İş Zekâsı uygulamalarında da belli sınırlamalar oluyor. Her ikisini birlikte kullanmak ise bir sinerji yaratıyor.
İşletme genelinde hem kullanıcı odaklı hem de uygulamaya dayalı iş zekâsı ve analitiği bütünsel olarak kullanmanın daha somut iş sonuçlarıyla açık bir bağlantısı var. Örneğin gelirleri artırma ve maliyetleri düşürme konusunda iyileştirme gibi…
Forrester araştırması, çoğu modern uygulamanın raporlar ve dashboard’lar gibi temel yerleşik analitik işlevlerle birlikte geldiğini gösteriyor. Ancak iyileştirme yapılabilecek alanlar hala var. İşletmeler, yerleşik analitiği yalnızca tanımlayıcı olarak kullanmak zorunda değil. Aynı zamanda tahmine dayalı (predictive) ve öneri sunan (prescriptive) analitiği de içeren gelişmiş bir platforma yükseltebilirler. Yerleşik analitik için gelişmiş bir BI/analitik platformu kullanmanın ek yararları da var. Kullanıcı odaklı BI için aynı platformdan yararlanmak. Bununla birlikte üçüncü parti platformlara olan ihtiyacı ortadan kaldırmak. Ayrıca birden çok kurumsal BI platformunun kullanımından kaynaklanan zorluklardan kaçınmak.
IBSS, iş analitiği alanındaki kapsamlı deneyimiyle iş zekâsı alanında danışmanlıktan uygulamaya kadar her adımda işletmelere güçlü bir destek sağlıyor. IBSS’in sunduğu İş Zekâsı çözümleri; tüm verinin işleneceği merkezi bir iş zekâsı platformundan başlayıp, en uçtaki kullanıcıya ait mobil cihazda görüntülenecek ekrana kadar, uçtan uca bir sistem olarak çalışıyor. Pek çok farklı kaynakta dağınık halde bulunan veriyi anlamlı ve şirketinize fayda sağlayacak bilgi haline getirecek uygulamalar ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için: contact@ibss.com.tr